Yapay Zeka teknolojilerini kullanırken etik duruşlarını değerlendirmeleri ve geliştirmeleri için örgütlere bir çerçeve sunmak, bu teknolojilerin daha sorumlu ve güvenli bir şekilde kullanılmasını sağlamanın anahtarını oluşturur. Bu çerçeve, kurumların sadece teknolojiyi nasıl kullanacağına dair değil, aynı zamanda toplum üzerinde yaratabileceği potansiyel etkileri nasıl değerlendireceğine dair de yol gösterir. Bu bağlamda, çerçeve çeşitli boyutları kapsamaktadır. Şeffaflık, bu çerçevenin önemli bir bileşenidir ve yapay zeka sistemlerinin nasıl çalıştığı, hangi verilerin nasıl kullanıldığı konusunda açıklık sağlanmasını içerir. Örneğin, bir sağlık kuruluşu, yapay zeka destekli teşhis araçları kullanırken, bu araçların hastaların kişisel sağlık bilgilerini nasıl işlediği konusunda açık ve anlaşılır bilgi sunmalıdır.
Adalet, örgütlerin yapay zeka uygulamalarında temel bir ilkedir. Adalet, sistemlerin farklı demografik gruplar üzerinde eşit ve tarafsız bir şekilde çalışmasını sağlamayı ifade eder. Bir işe alım sürecinde kullanılan yapay zeka tabanlı eleme sistemleri, adayların cinsiyet, etnik köken veya yaş gibi özelliklere göre ayrımcılık yapmamalıdır. Veri gizliliği ise, kullanıcıların kişisel bilgilerini koruma sorumluluğunu tanımlar. Kişisel verilerin izinsiz kullanımının önüne geçilmesi, veri sahibiyle yapılan anlaşmalara uygun hareket edilmesi bu kapsamdadır. Son olarak, hesap verebilirlik ve öngörücü önyargı konuları da etik çerçevenin merkezinde yer alır. Hesap verebilirlik, herhangi bir aksilikte ya da sistem hatasında sorumluluğun kime ait olduğunu belirlemede yardımcı olur. Öngörücü önyargı, yapay zeka modellerinin geçmiş verilere dayalı olarak gelecekteki olayları tahmin ederken, haksız veya yanlı sonuçlar üretip üretmediğini kontrol eder. Örneğin, kredi skorlama sistemlerinde kullanılan yapay zeka, geçmiş kredi kullanım verilerine dayanarak bir kişinin kredi alabilirliğini öngörürken, önceki önyargılardan etkilenmiş verilerle çalışıyorsa bu adil olmayabilir. Bu etik çerçeve, yapay zeka kullanımında güven ve sorumluluğu artırarak, teknolojinin toplum üzerinde olumlu etkiler yaratmasını hedefler.